Deprem atıklarının yeraltı suyu kalitesine etkilerinin araştırıldığı proje tamamlandı

TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Programı ve Hacettepe Üniversitesi Bilimsel Araştırma Birimi (HÜBAP) tarafından desteklenen “Hatay İli Antakya Merkez ve Defne İlçelerinde Şubat 2023 Depremleri Sonucunda Oluşan Yıkıntı Atıklarının Farklı Akifer Türlerindeki Yeraltı Suyu Kalitesine Etkilerinin Araştırılması ve Kalite Bozulmasına Karşı Önleyici Tedbirlerin Önerilmesi” başlıklı proje çalışması sonuçlandı.

Üniversitemiz Mühendislik Fakültesi Jeoloji (Hidrojeoloji) Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Galip Yüce yürütücülüğünde, Dr. Pınar Avcı'nın araştırmacı olarak yer aldığı Şubat 2023 depremleri sonucunda Hatay ilinde deprem atıklarının yeraltı suyu kalitesine etkilerinin araştırıldığı TÜBİTAK ve HÜBAP tarafından desteklenen proje çalışması tamamlandı.

Prof. Dr. Galip Yüce projeye ilişkin şu bilgileri paylaştı:
“Proje çalışması kapsamında Antakya, Samandağ  ve Defne ilçelerinde yeraltı suyu kaynaklarının deprem sonrasında sürdürülebilir kullanılabilirliğinin değerlendirilmesi amacıyla 17 su noktasında örnekleme yapıldı. Bu noktalardan altısı özellikle deprem sonrasında Hatay şehrine içme suyu sağlayan kuyu sularıdır. Bu çalışmada majör iyon kimyasının yanı sıra, altyapı hasarlarından ve yüzey döküntülerinden kaynaklanan ve depremlerden sonra yeraltı suyuna sızma potansiyeli olan- ağır metaller, endokrin bozucular (pestisit türleri, fenoller, ketonlar, ftalatlar ve diğerleri gibi), Polisiklik Aromatik Hidrokarbonlar (PAH'lar), Poliklorlu Bifenil türleri (PCB'ler) ve Organik uçucu bileşikler (UOB'ler) ve çeşitli kirletici maddelerin yeraltı suyundaki varlığı analiz edilmiştir. Analizler, su kaynaklarına ve insan-çevre sağlığına yönelik potansiyel riskleri değerlendirmek için yapılmıştır. Sonuçlar, su örneklerinde endokrin bozucuların, PAH'ların, PCB'lerin ve UOB'lerin ölçüm sınırını aşmadığını ve mevcut durumda herhangi bir tehdit oluşturmadığını göstermektedir. Ancak bazı kuyu içme suyu ve kaynak suyu örneklerine ait analiz sonuçları, ağır metaller (demir ve alüminyum gibi) açısından uluslararası içme suyu kalite standartlarını aştığını göstermiştir. Bu proje çalışması, özellikle içme suyu kaynaklarının gelecekte de sürdürülebilir kullanımını sağlamak için, su kalitesi parametrelerinin sürekli olarak izlenmesinin ve gerekli önlemlerin uygulanmasının önemini ortaya koymuştur.”